Kahve Ve Sağlık
Pandemide bile paket kahve satan hemen hemen her mahalle dükkanı açık kalmayı bir şekilde başardı ve birçok insana evde kalma günlerinde, kahve dükkanlarından favori bir demleme kahvesi eşlik etmeyi sürdürdü.
Ana aktif maddesi kafein olan kahvenin, sağlığa etkilerine ilişkin en son değerlendirmeler ise güven verici. Parkinson hastalığı, kalp hastalığı, Tip 2 diyabet, safra taşı, depresyon, intihar, siroz, karaciğer kanseri, melanom ve prostat kanseri dahil olmak üzere birçok hastalık riskini önlemeye destekleyici ve azaltıcı etkisi olduğu ortaya çıktı.
Günde Dört veya sekiz fincan kahve tüketmek, ölüm oranlarının azalmasıyla ilişkilendiriliyor. 30 yıla kadar takip edilen 200 binden fazla katılımcıyla yapılan bir çalışmada; kafeinli veya kafeinsiz günde üç ile beş fincan kahve içenlerin, kahveden kaçınan insanlara göre erken ölme olasılığı %15 daha azdı.
Aslında yıllardır kahvenin insan sağlığına zararlı olabileceği üzerine durulmuş ve anksiyete, besin eksiklikleri, mide reflüsü gibi bazı hastalıkların nedeni gibi kabul görmüştü. Hatta 1991’de Dünya Sağlık Örgütü, kahveyi olası bir kansorejen olarak bile listelemişti. Fakat günümüzde artık anlaşılıyor ki; önceki endişelere rağmen; kahve son derece güvenli ve bir dizi önemli potansiyel faydaya da sahip.
Tabi ki, tamamen bir sağlık reçetesi de değildir. Örneğin, hamilelik sırasında kahve içmek, düşük yapma ve erken doğum riskini arttırabilir. Bunun dışında, uyku bozukluğu da en yaygın hastalık belirtisi olarak; kafein ile ilişkilendirilir. Kafein doğal bir yatıştırıcı olan Nörotransmiter adenozin ile beyindeki aynı reseptöre kilitlenir. Bu nedenle uyku problemi çekenlerin dikkatli tüketmeleri tavsiye edilir.
Yine de bazı insanlar, özellikle akşam yemeğinden sonra içtiği bir fincan kahve ile daha iyi uyuduğunu da ifade etmektedir. Araştırmalar ne kadar geneli ifade etse de, kişiden kişiye göre, kahve içiminin vücuda verdiği tepki bazen değişiklik gösterebiliyor.
Kafein, kahvede bulunan binden fazla kimyasaldan sadece biridir ve hepsi yararlı değildir. Olumlu etkileri olan diğerleri arasında ise polifenoller ve antioksidanlar bulunur. Polifenoller kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebilir ve Tip2 diyabet riskini azaltabilir. Anti-inflamatuar etkileri olan antioksidanlar, hem kalp hastalığına hem de kansere karşı koyabilir.
Kahveyi, krema ya da şurup gibi ilavelerle içmek ise bu içeceği kalori bakımından zengin bir tatlıya dönüştürdüğünden; muhteşem bir abur cubura dönüşür ve sağlığınız için pek de olumlu olmayacağını söylemeye gerek yok.
Bunun dışında kafeinsiz kahvenin de sağlık yararları tamamen yok değildir. Kafeinli kahvede olduğu gibi, içerdiği polifenoller, yukarıda saydığımız hastalıkların risklerini azaltabilecek özelliklere sahiptir.